Evlilik birliğinin yeniden kurulamaması sebebiyle boşanma davası
Güncelleme tarihi: 30 Kas 2023
Evlilik birliğinin yeniden kurulamaması
Türk Medeni Kanunu İkinci kitap, Aile Hukuku'na ayrılmıştır. İkinci kitap birinci kısım olarak Evlilik Hukuku'na yer verilmiştir. Bu kısım içerisinde ise ikinci bölüm, Boşanma konusuna ilişkin hükümleri içermektedir.
Boşanma başlığı altında, ilgili hükümlere detaylı bir şekilde boşanma sebeplerine yer verilmiştir.
Aşağıda "Evlilik birliğinin sarsılması" boşanma sebebine ilişkin kanun maddesi yer almaktadır.
A. Boşanma sebepleri
VI. Evlilik birliğinin sarsılması
Madde 166- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
Evlilik birliğinin yeniden kurulamaması halinde boşanmaya ilişkin düzenleme ilgili maddenin son fıkrasında düzenlenmiştir.
Evlilik birliğinin yeniden kurulamaması sebebiyle Boşanma Davası Şartları
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi
Reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinden sonra, eşler arasında ortak hayatın kurulamamış olması
Reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl süre geçmesi
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi
Türk Medeni Kanunu İkinci kitap, Aile Hukuku'na ayrılmıştır. İkinci kitap birinci kısım olarak Evlilik Hukuku'na yer verilmiştir. Bu kısım içerisinde ise ikinci bölüm, Boşanma konusuna ilişkin hükümleri içermektedir.
Boşanma başlığı altında, ilgili hükümlere detaylı bir şekilde boşanma sebeplerine yer verilmiştir.
Bu sebepler aşağıda sıralanmıştır.
A. Boşanma sebepleri
I. Zina
II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
IV. Terk
V. Akıl hastalığı
VI. Evlilik birliğinin sarsılması
Boşanma sebebi olarak belirtilen bu sebeplerden herhangi birine dayanılarak açılmış bir dava olmalı ve bu dava mahkeme tarafından reddedilmelidir. Aile Mahkemeleri tarafından boşanmaya ilişkin davalar merci incelemesine tabi olduğundan dava değeri esas alınarak istinaf kanun yoluna ve temyize başvurulabilir. Burada davanın reddedilmiş olması yanında istinaf kanun yoluna başvurulmaması; başvurulmuşsa gerekli merciler bakımından incelemelerin yapılmış olması ve KARARIN KESİNLEŞMİŞ OLMASI şarttır.
Çoğunlukla mahkemelerce verilen kararların gerekçelerinin yazılması ve gerekçeli kararların tebliği ve istinaf sürelerinin başlaması tarafların talebine bağlıdır. Bu yönde bir işlem yapılmaması halinde merci incelemelerine ilişkin süreler başlamayacak ve dosya KESİNLEŞMEYECEKTİR. Kararın tebliğ edildiğine ve dosyanın kesinleşmiş olması gerektiği hususuna dikkat etmek gerekmektedir.
Reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinden sonra, eşler arasında ortak hayatın kurulamamış olması
Daha önce açılan boşanma davası reddedildikten sonra eşler arasında ortak hayatın yeniden kurulamaması evlilik birliğinin yeniden kurulamaması sebebiyle boşanma davası şartlarından biri olarak sayılmıştır. Burada önemli olan husus, ortak hayatın yeniden kurulamaması olup hangi sebeple kurulamadığı ve kimin kusuruyla kurulamadığı gibi durumların mahkemece inceleme konusu yapılmayacağıdır. Önemli olan ve ispatı gereken durum yalnızca ortak hayatın yeniden kurulamaması halidir.
Reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl süre geçmesi
Yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi reddedilen kararın kesinleşmesi gereklidir. Bu kesinleşme karar tebliğ edildikten sonra istinaf yada temyiz başvuru sürelerinin geçmesi yada merci incelemesi neticesinde KESİN karar verilmesi ile tamamlanmış olur. Kesinleşen karara ilişkin bir KESİNLEŞME ŞERHİ düzenlenir. Kesinleşme Şerhinde yer alan tarih 3 yıllık sürenin hesabında esas alınır.
3 yıllık sürenin hesaplanmasında Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ilgili hükümler esas alınır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda sürelere ilişkin hükümler aşağıda yer aldığı şekildedir.
"Süreler
Sürelerin belirlenmesi
MADDE 90- (1) Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.
(2) Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
Sürelerin başlaması
MADDE 91- (1) Süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlar.
Sürelerin bitimi
MADDE 92- (1) Süreler gün olarak belirlenmiş ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter.
(2) Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne karşılık gelen bir gün yoksa, süre bu ayın son günü tatil saatinde biter.
Tatil günlerinin etkisi
MADDE 93- (1) Resmî tatil günleri, süreye dâhildir. Sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter."
3 Yıllık sürenin hesabı bu kanun hükümleri değerlendirilerek yapılmalıdır. Bazı hallerde fiilen 3 yıllık sürenin dolması bu sürenin kanunen de dolmuş olduğu anlamına gelmeyecektir.
Comments